Bu makalede, futbol tarihinin en iyi on futbolcusu hakkında konuşacağız. Futbol dünyası birçok unutulmaz futbolcu tarafından doludur ve bu listede yer alan isimler, futbol dünyasına yaptıkları katkılarla diğerlerinden ayrılır.
Bu listeye adının yazılması için oynadığı pozisyonun en iyisi olmak, kulüp ve milli takımları için birçok başarıya imza atmak ve futbol dünyasına farklı bir şeyler katmak gerekiyor. Bu listedeki futbolcular, etkileyici performansları, ilginç hikayeleri ve dünya futboluna yaptıkları katkılarla hatırlanırlar.
Bu 10 futbolcu arasında Pele, Maradona, Messi, Cruyff, Puskás, Beckenbauer ve Zidane gibi efsanevi futbolcular yer alır. Bu futbolcuların kariyerleri ve başarıları, futbol tarihinde unutulmaz anılardır.
Pelé
Pelé, tarihin en iyi futbolcuları arasında yer alan bir efsanedir. Brezilya Doğumlu olan Pelé, uluslararası bir oyuncu olarak büyük başarılar elde etmiştir. Pelé, Brezilya milli takımıyla üç Dünya Kupası şampiyonluğu kazandı. Kariyeri boyunca 1,281 gol atan Pelé, birçok unvan ve ödül kazandı. Ayrıca Brezilya’da sadece bir futbolcu olarak kabul edildi ve hala dünya futbol tarihinin önemli isimleri arasında sayılır. Pelé, hızı, becerisi ve golcü yetenekleri ile tanınır ve futbol tarihinin en büyük efsanelerinden biridir.
Maradona
Diego Maradona, Arjantin milli takımının 1986 Dünya Kupası’nı kazanmasındaki en büyük etkenlerden biri olarak kabul edilir. Oldukça etkileyici olan performansı, dünya çapındaki tüm futbolseverler tarafından unutulmaz bir anı olarak hatırlanmaktadır. Maradona’nın ‘Tanrının Eli’ olarak anılan hilesel golü, oynanan maçın ve Maradona’nın kariyerinin en büyük tartışmalarından biri oldu. Ancak bu gol, Maradona’nın aynı maçta gerçekleştirdiği 60 metrelik çalımlarla yapılan golü gibi efsanevi bir performans ile birlikte hatırlanır. Maradona’nın performansı, Arjantin’in Dünya Kupası’nı kazanmasına ve Dünya Kupası tarihinde unutulmaz anılardan birini yaratmasına yardımcı oldu.
Hand of God Skandalı
en tartışmalı anlarından biri, 1986 Dünya Kupası çeyrek finalinde İngiltere ile oynadıkları maçta Tanrının Eli skandalıydı. Bu skandal, Maradona’nın topu elle attığını, hakemin de bu golü geçerli saydığını gösteriyordu. Maradona daha sonra yaptığı açıklamada, bu golü “aziz eliyle” attığını ve İngiltere’ye karşı kazanmak için Tanrı’nın kendisine yardım ettiğini söyledi. Ancak, bu olayın Maradona’nın kariyerinde büyük bir tartışmaya yol açtığı ve futbol tarihinde hala konuşulan bir konu olduğu açık.
Tanrının Eli
Maradona’nın kariyeri boyunca yaptığı en tartışmalı hareketi, ‘Tanrının Eli’ olarak adlandırılan olaydır. 1986 Dünya Kupası çeyrek finalinde İngiltere ile Arjantin arasında oynanan maçta, Maradona topu kafayla değil, eliyle ağlara göndermiştir. Maradona bunu yaparken, hakem topu elle gol atmış saymadığı için herkes gol olduğunu düşünmüştü. Ancak maç sonrası televizyon görüntüleri skandalı ortaya çıkardı. Maradona’nın bu hareketi İngilizler arasında büyük bir tepkiye neden oldu. Maradona maçtan sonra bu golü ‘Tanrı’nın eli tarafından atıldı.’ diyerek savunmuştur.
skandalı hakkındaki tartışmalar.
Maradona’nın en tartışmalı anlarından biri, 1986 Dünya Kupası çeyrek finalinde İngiltere’ye karşı attığı bir golle ilgiliydi. Maradona, topa eliyle dokunarak gol atmıştı, bununla birlikte hakem ve yardımcı hakemin dikkati kaçmış ve gol sayılmıştı. Maradona, golü görünce hemen elini iki kez havaya kaldırarak “Tanrının Eli” dediğini söyledi. Gol, Arjantin’i yarı finale çıkaran gol oldu. Bu skandal, hala futbol dünyasında önemli bir tartışma konusu olmaya devam ediyor. Bazıları Maradona’nın kendisini bile şaşırtacak kadar yaratıcı bir hareket yaptığını savunurken, diğerleri ise sahtekarlık olarak nitelendiriyor.
Argentinos Juniors
Maradona, futbol kariyerine Arjantin kulübü Argentinos Juniors’da başladı. 16 yaşındayken başlangıçta sadece antrenmanlara katılabildi, ancak sonunda ilk takımın bir parçası haline geldi. 1976’da 16 yaşında iken ilk profesyonel maçına çıktı ve sonraki sezonlarda takımın en önemli oyuncularından biri haline geldi.
Argentinos Juniors’da Maradona’nın yükselişi, Güney Amerika Kupası’nda kulübün büyük başarılar kazanmasına yol açtı. 1978’de Maradona, Akdeniz Oyunları’nda Arjantin Milli Takımı için oynamaya başladı ve takımı ile birlikte altın madalya kazandı. Bu başarılarından dolayı, büyük takımların dikkatini çekerek transfer pazarında fiyatı arttı.
Maradona’nın Arjantinos Juniors’da oynadığı dönemde, takımdaki performansı ve kişiliği nedeniyle adı sıkça telaffuz ediliyordu. O dönem için hala genç olmasına rağmen, büyük takımlar onun yeteneğinin farkına varmıştı. Bu nedenle, Arjantinos Juniors’ta çok kısa bir süre oynadıktan sonra Boca Juniors’a transfer oldu ve sonraki sezon Napol’i bünyesinde oynamak için teklifi kabul etti.
Napoli
Maradona, kariyeri boyunca birçok kulüpte oynamıştır. Ancak, İtalyan kulübü Napoli’de oynadığı dönem, onun en başarılı dönemlerinden biri olarak kabul edilir. Maradona, Napoli’de toplam 7 yıl boyunca forma giymiştir ve bu süre içerisinde kulübüne birçok kupa kazandırmıştır.
- Maradona, Napoli ile 2 İtalya Şampiyonluğu
- 1 UEFA Kupası Şampiyonluğu
- 1 İtalya Kupası Şampiyonluğu
Maradona, Napoli ile kazandığı başarılarla kulübün ilk İtalya Şampiyonluğunu elde etmesinde büyük bir rol oynadı. Ayrıca Maradona, Napoli’de geçirdiği dönemde, kulübüne Avrupa Kupası’nı kazandıran ilk İtalyan futbolcu oldu. Napoli’nin başarısı, Maradona’nın transfer edilmesiyle ivme kazandı ve İtalya futbolunda birçok başarıya imza attı.
Lionel Messi
Lionel Messi, futbol dünyasının en iyi oyuncularından biridir. İnanılmaz top kontrolü, hız ve şut becerileriyle dünya futbolunda önemli bir yer edinmiştir. Messi’nin kariyeri boyunca kazandığı birçok ödül ve hatırlanacak unutulmaz performansları var. Ancak, futbol tarihinin en büyük tartışmalarından biri, Messi mi Ronaldo mu sorusudur. İki oyuncu da dünya futbolunda önemli bir rol oynuyor ve neredeyse tüm yaş gruplarında hayranları var. Bazı insanlar Messinin daha hızlı, daha yaratıcı ve daha yetenekli olduğunu düşünürken, diğerleri Ronaldo’nun daha atletik, daha güçlü ve daha verimli olduğuna inanıyor. Tartışma her zaman devam edecek, ama gerçekçi olarak, her iki futbolcunun da dünya futboluna önemli bir katkısı var.
Barcelona
Messi, Barcelona’da uzun yıllar boyunca çok başarılı bir kariyere sahipti. Kulüple birlikte toplam 9 La Liga, 7 Copa del Rey ve 4 UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonlukları kazandı. Barcelona’nın başarısında Messi’nin payı oldukça büyük oldu. Messi, kulüp tarihinde en çok gol atan oyuncu ve ayrıca tüm zamanların en çok Ballon d’Or ödülü kazanan futbolcusu. Barcelona’da oynarken, Messi’nin mükemmeliyetçiliği ve oyun tarzı hakkında birçok övgü ve tartışma yapıldı. Kulüp kariyerindeki başarıları, onu dünya futbolunun en büyük yıldızlarından biri haline getirdi.
Milli Takım Kariyeri
Messi, Arjantin Milli Takımı’nda da oldukça başarılı bir kariyere sahip. Ancak, Milli Takım’da kazanamadığı büyük turnuvalar ve finaller nedeniyle eleştirilere maruz kalmaktadır. Messi, 2014 Dünya Kupası finalinde Almanya’ya yenilmiş, 2015 Copa America finalinde ise Şili’ye kaybetmiştir. Ayrıca, 2016 Copa America Centenario finalinde yine Şili’ye yenilmiştir. Bu başarısızlık dönemi, Messi’nin milli takımdan emekli olma kararı almışsa da, sonradan bu kararını değiştirmiştir.
- Messi, milli takımda 151 maçta 76 gol atmıştır.
- 2014 Dünya Kupası’nda da 4 gol atarak, Arjantin’in final oynamasında büyük pay sahibi olmuştur.
- Messi, milli takımda Copa America’da 3 kez ikinci olmuştur ve hiç galip gelememiştir.
Arjantinli yıldızın milli takımda yaşadığı başarısızlıklar, onun kariyeri boyunca en büyük eleştiriler aldığı konulardan biridir. Ancak, Messi hala aktif olarak Arjantin Milli Takımı’nda oynamakta ve büyük bir turnuvada mutlaka şampiyon olma hayallerini sürdürmektedir.
Johan Cruyff
Hollandalı Johan Cruyff, futbol tarihinde unutulmaz bir kalemdir. Kendi oyun tarzını belirleyen ve bu oyun tarzı ile futbol dünyasına büyük etki yapan Cruyff, hareketli ve hızlı oyunu ile dikkat çekiyor. Birçok futbolcu ve teknik adam, Cruyff’un oyun tarzının futbol üzerindeki etkisini kabul ediyor.
Cruyff, Hollanda Milli Takımı’nda ve Ajax ile Barcelona gibi takımlarda oynadı. Barcelona’da teknik direktörlük yapan Cruyff, takımını futbolda devrim yapmak için yetiştirdi. Onun oyun tarzı, taktik zekası ve teknik becerileri, birçok futbolcuya ilham verdi. O, tam anlamıyla doğru yerde, doğru zamanda doğru şeyi yaptı.
Cruyff, futbolun sadece bir spor olmadığını, aynı zamanda bir sanat olduğunu savundu. Kendisi de bir sanatçı gibi oynayan futbolcu, rakiplerine karşı yaratıcı ataklar yaparak ve yaratıcı paslar atarak büyük başarılar elde etti. Birçok teknik direktör ve futbolcu, Cruyff’un futbol dünyası için yaptığı devrimi takdir ediyor.
Cruyff’un en büyük başarılarından biri, 1974 Dünya Kupası’nda Hollanda Milli Takımı ile final oynamasıdır. Hollanda takımı, o dönemde dünya futbolunda önemli bir yer kaplamıştı ve Cruyff, takımın en önemli oyuncularından biriydi. Hollanda, Almanya’ya mağlup olsa da, Cruyff’un oyun stili ve teknik becerileri futbol dünyasına büyük etki yaptı.
Johan Cruyff, futbolda estetik oyunun ve mantıklı taktiklerin oluşmasına katkıda bulunan bir kahramandır. Onun felsefesi, yüksek basınçlı savunmadan, bireysel becerilere kadar birçok farklı alanda birçok takımın oyun tarzını etkilemiştir.
Diego Forlan
Uruguaylı forvet oyuncusu Diego Forlan, futbol kariyerinde birçok başarıya imza attı. Ancak en önemli performanslarından biri, 2010 Dünya Kupası’nın ardından unutulmaz hale geldi. Forlan, Uruguay’ın üçüncülük maçında Almanya’yı 3-2 yendiği maçta iki gol atmış ve turnuvanın en iyi oyuncusu seçilerek Altın Top ödülüne layık görülmüştü.
Takım | Gol |
---|---|
Peñarol | 13 |
Independiente | 37 |
Villarreal | 54 |
Atletico Madrid | 74 |
Forlan’ın kariyeri, Peñarol ve Independiente gibi Arjantin Kulüpleri’nde başladı. Daha sonra Villarreal ve Atletico Madrid gibi İspanyol kulüplerinde başarılı performansları ile parladı. 2011 yılında Inter takımına transfer oldu ancak burada beklenen performansı gösteremedi. Forlan ayrıca 2014 Dünya Kupası’nda Uruguay’a kaptanlık yaptı ve takımının çeyrek finale yükselmesine yardımcı oldu.
Zinedine Zidane
Zinedine Zidane, futbolculuk kariyerinin ardından teknik direktörlükte de büyük başarılar elde eden bir isimdir. Zidane, Real Madrid takımında başarılı bir teknik direktörlük dönemi geçirdi ve takımını birçok kupa kazanmaya yönlendirdi. Zidane’ın oyun tarzı da futbol dünyasında tartışma konusu oldu. İnanılmaz top kontrolü, pas yeteneği, ve teknik becerileriyle öne çıkan Zidane, oyunda sakinliğini ve liderlik özelliklerini de sergiliyordu. Özellikle yüksek baskı altındaki maçlarda bile soğukkanlılığını koruyarak takımını yönlendirmesi, futbol severlerin hayranlıkla izlediği bir özellikti.
Zidane’ın özellikle 2016 yılında Real Madrid’de elde ettiği başarılar, kendisini sadece oyunculuk kariyeriyle değil, teknik direktörlük kariyeriyle de dünya futbolunun en saygın isimleri arasında yer almasını sağladı. Zidane’ın özgün oyun tarzı ve başarılı kariyeri, futbol severler tarafından hala büyük bir ilgiyle takip ediliyor.
2006 Dünya Kupası Finali
2006 Dünya Kupası finalinde, Fransa Milli Takımının yıldız oyuncusu Zinedine Zidane ve İtalya Milli Takımı oyuncusu Marco Materazzi arasında yaşanan olay, futbol tarihindeki en tartışmalı anlardan biridir. Maçın 110. dakikasında, Materazzi’nin Zidane’a yönelik küfürlü sözleri sonrasında, Zidane bir anda Materazzi’ye kafa atarak oyundan atıldı. Zidane, Fransa’nın maçı kaybetmesine neden oldu ve tüm dünyada büyük bir şaşkınlık yarattı.
Asıl neden ise asla tam olarak açıklanmadı. Bazı kaynaklar, Materazzi’nin Zidane’a ağır hakarette bulunduğunu iddia etti. Ancak, Materazzi bu iddiaları reddetti ve Zidane’nin kafa atmasının tam olarak neyden kaynaklandığı hala bir sır olarak kalmıştır. Olayın ardından, Zidane kariyerine nokta koydu ve hala bugün futbolseverlerin zihninde en unutulmaz anların başında gelmektedir.
Ferenc Puskas
Macaristan futbol efsanesi Ferenc Puskas, kariyeri boyunca birçok başarı kazandı ve dünya futboluna büyük katkılarda bulundu. Puskas, kariyerinin büyük bölümünü Real Madrid’de geçirdi ve kulüp ile birçok şampiyonluk kazandı. Ayrıca, Macaristan milli takımının 1950’li yıllardaki en önemli futbolcularından biriydi. 1950 Dünya Kupası’nda, Macaristan takımı tarafından Uruguay’a karşı oynanan maçta 4 gol atan Puskas, turnuvanın en iyi oyuncularından biri olarak seçildi. Puskas ayrıca, sıra dışı teknik becerileri, mükemmel gol atma becerisi ve güçlü fiziksel özellikleri ile de ünlüydü.
Alfredo Di Stefano
Arjantinli futbolcu Alfredo Di Stefano, Real Madrid kariyeri boyunca önemli başarılara imza attı ve futbol tarihinde önemli bir yere sahip oldu. Real Madrid ile beş Avrupa Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ve sekiz İspanya Ligi şampiyonluğu kazandı. Kariyeri boyunca 642 gol atan Di Stefano, takımının en önemli golcüsü olarak kabul edildi.
Di Stefano, Real Madrid’e geldiğinde takım zaten İspanya’nın en iyi takımlarından biriydi. Ancak onun gelişi ile birlikte takım daha da güçlendi. Kendisi bir golcü olmasına rağmen, oyunun her alanında etkiliydi ve takımını ileriye taşımada önemli bir rol oynadı.
Di Stefano’nun futbol tarihindeki önemi ise sadece Real Madrid kariyeriyle sınırlı kalmadı. Futbolun evrensel dilini konuşabilen nadir futbolculardandı. Oyun zekası ve yetenekleriyle futbol dünyasına birçok yenilik getirdi ve farklı ülkelerdeki futbolcuları etkiledi.
Di Stefano, Real Madrid’deki kariyerinin yanı sıra, futbol tarihine geriye dönük bir perspektiften de değerlendirilir. Kendisi modern futbolun temel özelliklerinden biri olan taktik zekayı sahaya yansıtan ilk futbolculardan biriydi. Ayrıca, yetenekleri ve karakteriyle oyunu daha büyük bir olaya dönüştüren futbolcular arasında yer aldı.
Franz Beckenbauer
Alman futbolunun efsanelerinden Franz Beckenbauer, futbolculuk kariyeriyle birlikte teknik direktörlük kariyeriyle de başarılı bir isim oldu. Futbolculuk kariyerinde Bayern Münih ve New York Cosmos’ta oynayan Beckenbauer, hem savunma hem de orta sahada üstün performans sergiledi. Alman milli takımının 1972 Avrupa Şampiyonası ve 1974 Dünya Kupası şampiyonluklarında önemli bir rol oynayan futbolcu, iki şampiyonada da takım kaptanlığı yaptı.
Beckenbauer, futbolculuk kariyerini bıraktıktan sonra teknik direktörlük yapmaya başladı ve Almanya milli takımını çalıştırdı. Almanya’yı 1990 Dünya Kupası’nda şampiyonluğa götüren Beckenbauer, 1994 ve 1998 Dünya Kupası’nda da takımın teknik direktörlüğünü üstlendi.
Ayrıca Beckenbauer, Bayern Münih ve Olympique Marseille’ın teknik direktörlüğünü de yapmıştır. Futbolun tarihine damga vuran isimlerden biri olan Franz Beckenbauer, futbolculuk ve teknik direktörlük kariyeriyle birçok başarı elde etti ve futbol dünyasında hep saygı gördü.